Thursday, September 14, 2006
Rotring çıtçıtlı(!) kalem incelemesi!!!
Yazan: Tanistlin
Düzenleyen:Max
Kahverengiydi,kırmızı bir şeridi vardı,uç kısmını söktüğümüzde ağırlığına hayran kalıyorduk ve 0.9 mm ebatında uç kullanıyordu. Tüm bir ilkokul neslinin kahramanıydı. İlk versiyonlarının adı yoktu fakat evet, o bizim kahramanımızdı. Onsuz yazılan yazılar güzel yazı değildi,onsuz yapılan ödevler 5 yıldız alamazdı. O küçücük okul araç gereçleri dünyamızın Ferrari'siydi. Evet, Atlas Rondi “Anadol”,O ise “Ferrari” muamelesi görüyordu resmen. Statü simgesi değildi belki ama sahip olan için dayanabileceği bir dayanaktı. Rotring'den bahsediyoruz evet,bazılarımızız çıkan her çeşidini biriktirip bir kalemkutusunu doldurduğu kalemden bahsediyoruz...
Sonraları çıkan renkli modelleri,daha doğrusu renkli dediğimiz mozaikli modelleri Tikky olarak sürüldü piyasaya. Rotring dünyamız artık kahverenginden ibaret değildi. Üstündeki “Made In Germany” yazısıyla göğüs kabarttığımız,gözümüzde büyüttüğümüz Rotring'in artık çeşitleri vardı ve hepsine sahip olmalıydık. Klasik kahverengi,kırmızı şeritli ince modelden,mavi-beyaz,yeşil-beyaz ve pembe-beyaz dönemine geçişimiz,sosyal olarak olmasa da ilkokul harçlığı maddiyatı açısından acılı olmuştu. Bu kalemi özel Everview projesi yapmamızın nedenlerinden biri de bu sanırım. Çok az sayıda,gerçekten az sayıda obje,bir neslin hayatında yer açtığı şeylerden biri olabilmiştir yıllar boyunca.
Kahverengi,0.9 Rotring'lerimizin uç bölümlerinin benim kalay diye adlandırdığım kaplamaları çok kullanmaktan dökülür,sapsarı metali ortaya çıkarırdı. Bu noktada Rotring'imiz için “kıdemli” kavramı girmişti literatüre. Bu daha sonraları “kırmızı şeridin kendiliğinden silinmesi” olarak değişti. Konuyu dağıtmadan kronolojik gidişata devam edelim. Renkli Rotring Tikky devri başlayalı çok olmamıştı ki,Tikky modelinde reforma giden firma,daha kalın,tutma kısmında eliptik tırtıklara sahip,bugün hala üretilen ve en yaygın Rotring çeşidi olarak bilinen kalemi piyasaya sürdü. Yeni modeller eski ince modellerden daha kalınca idi,ve doğrusunu söylemek gerekirse ilk bakışta daha kaba bir görünüme sahipti. Uç kısmı çıkarıldığında elde daha çok ağırlık yapıyordu ve “kalayların pul pul dökülmesi sendromu” ortadan kaldırılmıştı. Artık “kıdemli Rotring'ler”,kırmızı şeridi kendiliğinden silinenlerdi. Bu “yeni kasa” Rotring için bir dönüm noktası oldu çünkü bu vakitten sonra eski ince tip üretimi durdurularak yeni tip Rotring'ler çeşitlendirilmeye başlandı. Arka arkaya yeni renkler çıkarıldı ama karakteristik özellikler hep korundu. Mesela 0.5 Rotring'in içi kahverengi,0.7'nin mavi ve 0.9'un siyahtır. Made In Germany kabartması hala gururla durmaktadır ve ince silgiye takılan uç temizleme teli her modelde daimi olarak korunmuştur. Yeni tip Rotring'lerde ikinci büyük atılımı Tikky II ile yaşadık. Tikky II ile yeni hiçbirşey gelmedi,gelen sadece sayısı giderek artan renkler ve yeni şeffaf kalemler oldu. Bununla beraber ne yazık ki Tikky II'lerin kırılma oranının ne kadar yüksek olduğu gözlerden kaçmadı. Devamlı kullanıcılarda renkli Rotring daha kırılgan,kahverengiden şaşma gibi bir önyargı bile oluştu zamanla. Bunun en büyük nedeni,herşey gibi Rotring'in de korsan üretimlerinin piyasayı sarmasıydı. Ancak gördük ki,güvenilir ofismarketlerden aldığımız badrollü,etiketli Rotring'lerde bile bu problem mevcut. Kısacası oluşan önyargının haklılığı var...
Efendim kronolojik gelişim ve okul anılarımızdan sonra gelelim sadede. Rotring ,marka olarak değil de sadece bir kalem modeli olarak aklımızda ve hayatımızda yer etti yıllarca. Bugün hala birçok öğrencinin bir Rotring sahibi olduğunu,bunu kullanmaktan memnuniyet duyduğunu görüyorsak,bu ancak Rotring'in bizim ilkokul yıllarımızda ve öncesinde attığı sağlam temellerden
kaynaklanıyor. Hayatımızda yer etmiş akılda kalıcı objelerden biri olarak Rotring kalemlerini çok seviyoruz...
Wednesday, September 13, 2006
TOMBO! uç incelemesi
8 bir lira 4 50 kuruş 5 yirmibeş kuruş 6 10 kuruş bir tanede eski yüz binlira.
Benim Msn listemde olan kişiler uzunca bir süre bu yazıyı gördüler. Sordular bana. “Utku ne bu?” diye. Bense sessiz kalmayı tercih edecektim ki canım sıkıldı hepsine açıkladım. “Abi bu şöyle şöyle” diye.
Eveet nasıl meraklandığınızı farketmek zor değil. “Nedir bu acaba”, “Utku'nun bize vereceği bu gizli mesaj nedir” diye kafanızda oluşan düşünme baloncuklarını görüyorum. O değilde böyle sizi heyecanlandırmaya çalışırken ne kadar komik duruma düşüyorum acaba. Neyse konumuza dönelim. Hmm Tombo uç ha!
Evet bu yukardaki yazıya başladığım cümle ise iki tane tombo ucun kırılması için gerekli olan madeni para sayısı. Evet üşenmedim(yazıyı vermesi gereken tarihi 4-5 hafta geçiren elemanımız üşenmemekten bahsederken!) sizin için tuvalet kağıdı reklamlarındaki gibi deney yaptım. 250 belki de 300 cd'den oluşan cd arşivimden yirmişer tane iki yığın seçtim. Bunları yan yana koyup ortalarına iki tane TOMBO uç koydum.
Ve böyle bir görüntü ortaya çıktı.
Paralara ne oldu diyenlere ise şu cevabı vericem. Deneyin üstünden uzunca bir süre geçtiğinden bu paralar “Şurdan aldım bi' iki tane birlik oğlum”, “Oğlum bi' ekmek kap gel” ve “Abi kola var da cipssiz olurmu” gibi cümlelerin etkisi altında kalarak zamanla eridi.
Görüldüğü üzere(hafif silik çıkmış ama aslında baya bastırdım.) Tombo uçlar dayanıklılık konusunda aşmış nesnelerdir. Bu yüzden onlara dayanıklılıktan puan veriyorum. Evet image dosyası koyarakta farklılık yarattım.
İncelememin ikinci aşamasında kullanım rahatlığına değinicem. İlk yarısında kullandığım 0.7 uca uyacak kalem bulamayınca birde 0.5 aldım. Kendisi dayanıklılık konusunda abisini aratmıyor. Ahada bastıra bastıra yazmama rağmen bana mısın demedi. Hafif pütürlü bir kullanım olsada bunu kağıda bağlıyorum.
Pürüzsüz tahta yüzeylerde gerçekten "Yağ gibi kayıyo lan!" etkisi yaratıyor. Tombo uç dayanıklılıkta bizden aldığı tam puanı alamasada buradan da bir götürüyor
Sonuç olarak;
Yıllar yılı kullandığımız TOMBO uçları kullanmaya devam ediyoruz eski kalitesinde, hâlâ eski dayanıklılığında. Seni seviyoruz Tombo.
Not: 645/666
dipnot: Aslında gerçek adı TOMBOW olan ve bunu Tanistlin haini, nostaljiden anlamaz adamı söyleyince inata bindirdim. Ben bu yaşa kadar Tombo biliyodum lan!
Subscribe to:
Posts (Atom)